But will you love me tomorrow?

Birine onu ne kadar çok sevdiğini söylemek için uygun bir vakit değil belki. Ama birini ne kadar çok sevdiğini kelimelere dökmek ve bunu bir sır olmaktan çıkarıp, başkalarıyla paylaşmak için güzel bir vakit. Sabah olacak neredeyse ve güneş doğmadan hemen önce düşünülecek en güzel şey aşk olmalı. Bu vakitler hayatımın bundan sonrasında daha da önemli olacak eminim. Geceler uzadıkça, kalbim biraz daha kırılacak. Ona kavuşacağım anın hayali, gökyüzünü güneşe bırakan ay ile birlikte kaybolacak. Ve her gece tekrar edecek bu can yakan yakarış.

Birini sevmek için onu görmek yeterli mi? Ya da gözden uzak olan gönülden de ırak mı olur sizce? Peki ya siz hiç görmeden, dokunmadan ve koklamadan daha da yaklaştınız mı ona? Her seferinde ölmeyi, onun aşkıyla ölmeyi dilediniz mi tanrıdan? Adını duyduğunuzda kalbiniz sıkıştı mı hiç? Bir fotoğrafa saatlerce bakıp, sizi sevmediğini düşünerek, inatla daha çok sevdiniz mi onu? Söylenen tüm güzel sözleri, bütün aşk şarkılarını ona adadınız mı? Hayatınızın baharında, o sizi istemese bile, ölene kadar onu sevmeye yemin ettiniz mi? Siz hiç bir insanın ''ruhuna'' aşık oldunuz mu? Varlığı için şükürler ettiniz mi yaradana?

Tattığım en güzel duygu, ona duyduğum aşk'tı. Hayallerimin başrolünde hep o vardı. Kalp, sadece kanın sahibi değildi. Ya da atmaya yaramıyordu yalnızca. Onu seviyordu koşulsuz. Bu nasıl bir lütuftu yarabbim, varlığından haberdardım.

Aşık olun. Sadece sevin.
Sadece iyi insanlar aşık olabilir.
Aşıksanız sevinin.