Öyleydik işte.

Karanlıklarınızın dengesiz çocuklarıydık.
Kırık öyküleri fısıldardık,
Argın şehirlerin masal kahramanlarına...
Yaşı kederlerimize dayanmış mahallelerin duvarlarına yazdık inançlarımızı!

4Nisan.

Nereye baksam seni görüyorum.
Bakmasam da görüyorum.
Gülüşün.

O zeytin gözlerin, gördüğüm tek ışık oluyor.
Bir durağanlık hakim oluyor sonra.
Çığlık atıyor birileri..
Görüyorum ama, hayır duyamıyorumi
Sadece görüyorum.
Bütün kanım çekiliyor vücudumdan.
Hissizlik alıp başını gidiyor.
Ölmek üzere olan bir hasta gibiyim.
Çaresizlik içinde öylece duruyorum.
Ve bu sefer hiçbir şey görmüyorum.

Aşk'ın en katı hali bu.
Bilincim kapalı.
Vücudum kaskatı.
Ellerim ise bomboş.

Gidiyor musun?

Gidiyor musun diye sorma bana. Gönderen sensin. Ne terk etmeyi istedim seni, ne de daha yasamadigimiz binlerce anıyı topraga gömmeyi. Senin kadar öfkeliyim bende senin kadar endiseli... Bir dokunusunla bin kenti yikacak güç verirdin bana, ama inandiramadim seni. Sen sorgularken beni kafanda ben gözlerinin içine bakiyordum kuskuyla. Bir tek sözün baglardi beni sana, oysa sen hep susmanin koynunda...



Beynin içine bir kez girdi mi kusku teslim alir bedenleri de. Sütten çikmis ak kasik degildim ama yalani sokmadim iki kisilik dünyamiza. O dünya ki bazen minicik bir odada bazen kentin ortasinda sekillendi. Nasil da güzeldi... Zaten varsin diye her sey güzeldi ama sen buna inanmadin. Ah bu sorular. Yasamak varken sevdayi delice, niye bogariz sorunlarla? Nasil ikna edebilirdim seni? Ben biz dedikçe sen dur dedin. Ben seninleyim dedikçe sen hayir dedin. Zaten az konusan sen, olumsuz ne kadar sözcük varsa bulup çikardin ortaya. Ben bir sey diyemedim.



Ne kadar zarar vermişim sana meğer... Nasil degistirmisim seni. Oysa hiç böyle düsünmemistim. Kimseye zarar vermek istemem ben. Kimseyi oldugundan farkli bir hala getirmek istemem. Ama öyle oldu iste. Demek ki gitmelerin zamani simdi. Çocukluguna siginir atlatirsin bu aciyi. Ne sevismelerimiz kalir aklinda ne de delice sohbetlerimiz. Rahat degilim diyordun ya rahat ol artik. Gülüslerini saklaman için bir neden kalmadi. Tedirginliginin sebebi de kalkti ortadan...



Gidisim yürekten degil, zorunluluktan. Sanma ki bu toy sevgiyi baska kimliklere tasirim. Sanma ki benden sakladigin gülüsleri yalanci yüzlerde ararim. Seni de götürürüm yüregimde. Yoklugunu tasirim. Bulup bulup kaybettim seni. Ne yazik ki toz-duman edemedim kuskularini, ne yazik ki kalamadin bana. Öpücügümün kokusu kalacak kapinin esiginde. Kokladikça bizi bir yanlisa mahkum ettigini anlayacaksin..

yaşanılası

Yüzyıllardır oynanmasına rağmen hiçbir seyirci; sahneye fırlayıp Romeo'nun zehirli iksiri içmesine engel olmamıştır. Sonunda geminin batacağı bilindiği halde; Titanic defalarca izlenmiştir. Bitecektir korkusuyla aşktan kaçarsan hayattan hiçbir tat alamazsın. Çünkü; Romeo ölmeli, Titanic batmalı, ama aşk herşeye rağmen, yaşanmalıdır..

vakit sonbahar

Sen yine sükûtu giyin yâr ! Dilersen hiç konuşma. Ben kelamlarımı çürüttüm yolunda. Çarpsa da bir tokat gibi yüzüme, her harfi yoluna heceledim.Ve bilesin üstüne aşkı giydirdiğim; söz verdim ben bu yüreğe, hiçbir harfi sensiz bir cümleye kurban etmedim.

Bitti mi?

Gerçekten bitti mi askerlik?

Hala inanamıyorum..